16 Eylül 2016 Cuma

Tarık Akan Neden Vefat Etti?

 Sadece bir neslin değil yaşadığı müddetçe sanatını kalbine işlediği insanların çoğunun hayranı olduğu Tarık Akan kansere yenik düştü. Herkes tarafından büyük saygı duyulan ve sevilen, Türk sinemasının Yeşilçam'ının efsane oyuncusu bugün yani 16.09.2016 tarihinde sağlık problemleri nedeni ile vefat etti.

 Tarık Akan'ın ölüm nedeninin sanıldığı gibi akciğer kanseri olmadığını meslektaşı ve yakın arkadaşlarından biri olan Müjdat Gezen açıkladı. Günde 4 paket sigara içen Tarın Akan akciğer kanserine yakalandı ve tedavi olumlu dönütler sağladığı sıralarda kanserin karaciğere atladığı ortaya çıktı. Kanserle savaşmaktan zaten bitap düşen ünlü oyuncu karaciğerine atlayan kansere daha fazla karşı koyamadı ve bu gün 66 yaşında hakkın rahmetine kavuştu.

 Ünlü oyuncunun ölümü tüm ülkeyi yasa boğdu. Tarık Akan'ın ölümü özellikle sosyal medyada büyük çalkantıya yol açtı.

Yeşilçam'ın yakışıklı oyuncusunu, gönüllere taht kurmuş üstadı saygı ve rahmetle anıyoruz..

tarık akanın yaşlı hali
Tarık Akan'ın Genç ve Yaşlı Hali

12 Eylül 2016 Pazartesi

Hz. İbrahim'in Oğlu Hz. İsmail'i Kurban Ediş Hikayesi

Kevser suresi ayeti kerimesinde şöyle buyrulmaktadır !

فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ  Fe salli lirabbike venhar. Yani “Sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kesiver” ( Elmalı Hamdi Yazır).
Kısacası Rabbinin Kevser nimetine ve sana verilenlere şükretmek adına kurbanını kes, diyordu ayeti kerimede.
Kurban olayı bilindiği üzere Nemrud’un ateşinden kurtulmuş olan Hz.İbrahim’in Allah tarafından sınanması sonucu gerçekleşen bir olaydır. Hz. İbrahim yıllar boyunca çocuk isteyip bir türlü sahip olamamış ve yine bir gün ellerini açarak;

-Ey Rabbim bana Salihlerden olacak bir evlat ihsan eyle’ diye dua ediyordu. İşte o sırada aşağıdaki ayeti celilede ifade edildiği gibi melekler gelerek evlat müjdesini verdi.


ilk kurban

بسم اللَّهِ الرحمن الرحيم

وَنَبِّئْهُمْ عَن ضَيْفِ إِبْراَهِيمَ إِذْ دَخَلُواْ عَلَيْهِ فَقَالُواْ سَلامًا قَالَ إِنَّا مِنكُمْ وَجِلُون

قَالُواْ لاَ تَوْجَلْ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلامٍ عَلِيمٍ قَالَ أَبَشَّرْتُمُونِي عَلَى أَن مَّسَّنِيَ الْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ

قَالُواْ بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلاَ تَكُن مِّنَ الْقَانِطِينَ قَالَ وَمَن يَقْنَطُ مِن رَّحْمَةِ رَبِّهِ إِلاَّ الضَّآلُّونَ


Meali: Onlara İbrahim (A.S.) misafirlerinden bahis et. O vakit ki yanına girdilerde selam dediler,selam verdilerde İbrahim (A.s.) biz sizden cidden korkuyoruz dedi de onlar ‘korkma’ dediler. Biz sana alim bir oğul müjdeliyoruz dediler. İbrahim (A.s.) ‘benimi bir evlat ile müjdeliyorsunuz ?’ bana ihtiyarlık gelip çatmışken, artık beni ne suretle müjdeliyorsunuz dedi. Melekler seni hak ile müjdeledik artık Hz. Allah’ın rahmetinden ümidini kesme rahmeti ilahiden ancak sapıtanlar ümidini keser dediler.(Sure-i Hicir Ayet 51-56)

Onca yılın ardından Hz.İbrahim’in duaları kabul olunmuş ve İsmail adını verdiği bir oğlu gelmişti dünyaya. Ne var ki aradan geçen onca yıl sonrasında kendisine gelen meleklerle konuştuğu gün vermiş olduğu sözü unutmuştu.

Hz. İsmâil en sevimli olduğu bir çağa gelmişti.Hac erkanını tamamlayıp ayrıldıkdan sonra terviye günü yani arafe gününden bir gün evvel bir rüya gördü. Hz. İbrâhim, yattığı yataktan,

-“Nezrini yerine getir, Yâ İbrâhim!” nidâsıyla, kalktı. Bu rüyâ acaba Allah ’tan mıydı? Nezri neydi, onu uzun uzun düşündü.
Iste bu tereddüdden dolayi bu güne "terviye" günü denildi.

Ertesi gece, aynı rüyâyı, yeniden gördü. Artık Hz. İbrâhim anladı ve bildi ki, bu rüyâ
Hz.Allah ’tandır. Bildiği için bu güne “Arefe” ismi verildi.

Fakat nezri neydi, onu hatırlayamadı. Bayram akşamı da aynı rüyâyı görünce, nezrini hatırladı. Oğlunu kurban ettiğinin tatbikatını gördü ve bu güne de "kurban" günü dendi.
(Şir’atül İslam S 219)

Tüm bunların ardından artık sözünü yerine getirmesi gerektiği düşüncesiyle bayram sabahı eşine oğlunu hazırlamasını söyler. Annesi İsmail’i bir güzel giydirip süsledikten sonra baba oğul birlikte Mina istikametine doğru yola çıkarlar. Nereye gittiklerin ne İsmail ne de anne biliyordur.
Şeytan bu duruma şaşırmış vaziyette Hz. İbrahim’in önüne çıkarak şöyle der;

-Yâ İbrâhîm! Böyle bir evlâdı nasıl kesersin? Hiç baba evlâdını kesebilir mi?

Şeytanın söylediklerine kulak bile vermeyen Hz. İbrahim hiç tereddüt etmeden, yerden aldığı taşı şeytana atarak yoluna devam eder.

Hz.İbahim’den bir sonuç alamayacağını anlayan Şeytan bu sefer de İsmail’in annesine gider ve onu kandırmaya çalışır. Ne var ki verdiği cevap şeytanı kahreder…

-“Eğer Allah’tan böyle bir emir gelmişse, ben de bir anne olarak, bu emre teslim olup, boynumu büküyorum.”Çünkü o bir peygamberdir, peygamber yanlış yapmaz.”

Şeytan yine durmaz bu sefer de İsmail’in yanına gelerek ona şöyle der;

- “Baban seni nereye götürüyor, biliyor musun? Kesmeye götürüyor, kesmeye.” diyerek onu korkutmağa çalışır.

-Hz. İsmâil de, annesinden geri kalmayarak şöyle der; "O benim babamdır. O bir Peygamberdir. Eğer bu emri Allah’tan almışsa, emri muhakkak yerine getirmesi lâzımdır."

Sonun da baba oğul işaret olunan yere gelmiştir ancak Hz. İbrahim bu durumu oğluna nasıl açıklayacağını düşünmektedir. Ve sonunda der ki;

--“Ey benim yavrucuğum. Ben, seni, rüyâmda, kesiyor görüyorum. Sen benim bu rüyâma bir bak, ne söylersin.”

Hz. İsmâil kıyâmete, kadar gelecek insanlığa ibret olacak şu sözleri söyledi:
- “Ey babacığım. Sana  Allah’tan ne emr olunmuşsa, onu derhal yerine getir. İnşâllah beni sabredenlerden bulacaksın.”

Söylenecek ne varsa söylenmiştir ve vakit gelmiştir. Bu arada İsmail babasına dönerek der ki;

-- “Babacığım, birkaç ricâm var. Yerine getirmeni istiyorum. Babacığım ellerimi bağla belki sana eziyet ederim. Yüzümü yere çevir belki yüzüme bakarsında merhamet edersin.
Gömleğimi anneme götür beni hatırlasın. Anneme selâm söyle. Allah’ın emrine sabır etsin. Beni nasıl kestiğini ve ellerimi bağladığını söyleme. Ellerinden öptüğümü ilet. Küçük çocukların arasına girmesin. Olur ki, onlara bakıp, beni hatırlar da, Allah’a isyan edebilir.”

Oğlunun isteklerini yerine getirir Hz.İbrahim. Ve İsmail tekrar,

- “Ey babacığım, ellerimi ve ayaklarımı çöz. Beni görüyor, melekleri görüyor. Ne isyankâr çocukmuş, babası, bağlamak zorunda kaldı, demesinler.” dedi.

Artık baba oğul, Allah’ın hükmüne tam teslim olunca, Hz. İbrâhim, Hz.İsmâil’i, şakağı üzerine yatırdı. Boğazına bıçağı koydu, çok şiddetli bir şekilde bıçağı boğazına sürdü. Bu esnâda yerde gökte ne kadar melek varsa secdeye kapanmış:
- “Allah’ım! Koru İsmâil’ini, Affet İsmâil’ini” diye yalvarıyordu. Hz Allah da meleklerine
-(Unzuru ila abdi keyfe yemürrüssikkin alal halki veledihi liecli rizai ve entüm gultüm Etec´alü fiha men yüfsidü fiha ve yesfiküddimae)

Yani ‘Ey meleklerim benim kulum İbrahim’e bakınız benim rızam için oğlunun boğazına bıçağı nasıl sürüyor. Halbuki siz Adem (A.s.)mı yaratacağım zaman yer yüzünde kan dökecek yeryüzünü ifsad edecek birisini mi yaratacaksınız demiştiniz de bende size benim bildiklerimi siz bilmezsiniz demiştim’ buyurdu.
(Mev’izei Hasene Kurban bahsi S 186)

brahim (A.s.) bıcağı İsmail (A.s.)mın boğazına sürünce bıçak kesmedide İsmail (A.s)
-‘Ey babacığım benim korktuğum başıma geldi. Evlad sevgisinden dolayı elinin kuvveti kesildi ve beni kesmeye gücün yetmedi’ dedi. İbarahim (A.s.) gadablandı ve bıçağı yandaki taşa vurduda taş ikiye ayrıldı. Dediki ‘Ey bıcak taşı kesiyorsunda eti neden kesmiyorsun.’ Bıçak Hz. ın kudreti ile konuşmaya basladı ‘Ya İbrahim sen kes diyorsun amma Hz. kesme diyor hanginize itaat edecegim. Yoksa kesibde rabbima itaatsizlikmi yapayım’ dedi.

Baba oğul huşu içinde kalmışlardır.Yera bakıyorlar...Hz İbrahimin kulağında bir ses:

-"Allahü Ekber Allahü Ekber"

Hz İbrahim titreyerek sesin geldiği sağ tarafa baktı, Hz Cibril bir koç ile geliyor.

Hz İbrahim:

-"La İlahe illallahü vallahü ekber" diyerek Hz Cibrile mukabale etti.

Hz Cibril koçu baba-oğulun yanına kadar getirdi.Nurlu çocuk ağlaarak:

-"Allah-ü Ekber ve lilllahil hamd diyerek, Allah’a hamd etti.

Cebrail a.s koçu Hz.İbrahim’e vererek:

-"Bu koç size Rabbinizin hediyesi,Hz İsmail’in yerine bu koçu kurban etmenizi Cenab-ı Hak emretti."

Baba oğul beraberce secde ederek Hz. Allah'a hamd ettiler.

Cebrail (a.s), Hz İbrahim'e :

- Haydi koçu oğlunun yerine kurban et,Rabbin böyle emrediyor , dedi.

Tam bu esnada Hıtab-ı İzzet vaki oluyor:

-" Ya İbrahim,benim uğruma kurban edilmeğe razı olan oğlun İsmail’e söyle, şu anda benden ne dilerse dilesin!"

Nurlu çocuk,ellerini kaldırarak:
-" Ya Rabbim, senin varlığına ve birliğine iman eden her mümin, günahı ne olursa olsun , bu imanla sana gelirse sen onu affet!"

İlahi cevap:

-"Kabul ettim!"


Hz. Allah halifesinin samimiyetini ve teslimiyetini meleklere göstermek için kulu İbrahimin oğlu İsmail’i kurban etme hadisesini zuhur ettirmiştir. Sonunda onlarda bu imtihanı başarı ile verdikleri anda Adem (A.s.)’in oğlu Habil’in kestiği koç kurbanını göndererek koç kurban edilmiştir.

8 Eylül 2016 Perşembe

Türk Bayrağı ve İstiklal Marşı'ndaki İncelikler

 Türk Bayrağı: Üstünde "5 köşeli yıldız" vardır ve İslamın 5 şartını simgeler. "Ay" İslamın kendisini yani İslamın sembolü olan Hilal'i simgeler, kırmızı bugüne kadar can vermiş tüm şehitlerimizin boşa akmayan kanını simgeler...
 İstiklal Marşı'mızda "1453 harf" "571" hece vardır. Bu da Peygamber Efendimizin (s.a.v) doğuşu ve İstanbul'un fethini gösterir..
 Dünya üzerinde böyle anlamlı ne başka bir bayrak ne de milli marş yoktur!

türk bayrağının anlamı

7 Eylül 2016 Çarşamba

Dünyadaki En Uzun ve En Kısa Milli Marşlar

Dünyada Yunanistan en uzun , Japonya ise en kısa milli marşa sahip ülkedir. Yunanistan milli marşı (Imnos is tin Eleftherian) 4'er satırlık 158 kıtadan , Japonya milli marşı(Kimigayo) ise görselde belirtilenden ibarettir 2-3 kelimelik 6 satırdan oluşmaktadır.
japonya milli marşı
Japonya Milli Marşı

6 Eylül 2016 Salı

Stresi Nasıl Yeneriz?

stres
Günümüz beyinleri her ne kadar istemesek de stres altında ezilmeye mahkum denebilir. Yaşam kalitemizi düşüren sıkıntıdan sıkıntıya sokan bu illet çoğu hastalığın da çıkış noktası konumunda. Ancak uzmanlar stresin azaltılıp sıkıntılardan olabildiğince uzaklaşılabileceği konusunda bazı yöntemler uygulanmasını öneriyor.  Pekala günlük yaşantımızı olumsuz yönde etkileyen ve hatta genel sağlığımızı yadırganmaz derecede riske sokan stres faktörünü nasıl yenebiliriz? Bu sorunun cevabını arayacağımız uzman yorumlarına kendi görüşlerimizi de kattığımız yazımıza başlayalım.

İşte Stressiz Bir Yaşamın Püf Noktaları;

  • Yürüyüşe Çıkın: Attığınız her adımda kafanıza takılan stres yaratan konuyu unutmaya çalışın. Dakikalar sonra farkedeceksiniz ki kafanızı kurcalayan tek şey bir sonraki atacağınız adım olacaktır. Uzmanlar stresin hat safhada olduğu anlarda o konuda yoğunlaşmanız gerekmiyorsa yürüyüş yapılmasının çok faydalı olacağının altını çizmektedirler. Dolaysıyla stresin en büyük düşmanları arasında yer alan yürüme etkinliği genel sağlığınızın korunmasında ve kendinize vakit ayırmada basit ama önemli bir konuma sahiptir.
  • Notalara Odaklanın: Stresi atlatmanın etkili yöntemlerinden biri de müzik dinlemektir. Uzmanlar müziğin beyin üzerinde rahatlatıcı ve yenileyici etkiler bıraktığı kanısındadır. Ama müzik var müzik var tabiki. Bazı müzikler, sesler, notalar insanları aksine stres altına almak gerilimi arttırmak içindir. Bizim bahsettiğimiz müzik söz içermeyen, notaların zihninizde dans edebileceği tarzda. Klasik tarz müzikler bu konuda tercihiniz olabilir. Hatta bu müzik tarzını alışkanlık haline getirmek sizi daha huzurlu bir insana çevirecektir.
  • Egzersiz yapın, Hareket edin: Kilolarca halter kaldırmaktan, kendinizi zorlayarak su gibi ter içinde kalmaktan bahsetmiyoruz tabi ki. Basit esneme hareketleri ile kaslarını gevşetmek bile stresten sizi bir nebze uzaklaştıracaktır.
  • Alkol ve Sigaraya Yönelmeyin Aksine Uzaklaşın!: Sakın çok derdim var alkol almalıyım sigaraya başlamalıyım diye düşünmeyin. Bu iki seçenek de sizi anlık rahatlamaya götürecek olsa da öbür sabah kalktığınızda her şeyin daha kötüye gittiğini kendiniz tecrübe ediyor olacaksınız.

Stres İle Mücadelede Ne Zaman Profesyonel Destek Alınmalı?

Yukarıda bahsettiğimiz basit yöntemler sizde hiç bir etki yaratmıyorsa ve artık bu stres altında kalışınız fiziksel belirtiler vermeye başladıysa gecikmeden bir hekimin kapısı çalınmalıdır.
Sizi Strese Sokan Olası Durumlar
Size strese dolayısı ile depresyona sokabilecek karşılaşılması olası ve kaçınılmaz olaylar;
  • İş yaşantısındaki düşüş ve ya işsizlik
  • Sosyal ilişkilerinizde yaşanan anlaşmazlıklar
  • Bazı psikiyatrik hastalıklar
  • Yoğun kullanılan tıbbi ilaçlar
  • Ekonomik sorunlar, borçlar vs.
  • Karar vermeniz gereken geri dönüşü olmayan konular
  • Şehirleşme, kalabalık arasında boğulma
  • Ciddi sorumluluklar
Yazımız ile stresi yenmenin yolları başlığı altında siz değerli okurlara tavsiyelerde bulunduk. Daha kaliteli bir hayat için size yardım edebildiysek ne mutlu bize.

5 Eylül 2016 Pazartesi

Jupiter'in şimdiye kadar kaydedilmiş en net görüntüsü

 Nasa, uzay aracı Juno aracılığıyla Jupiter'in bugüne kadar paylaşılan en net görüntüsünü yayınladı. Ayrıca Jupiter'in oluşumu ve atmosfer yapısıyla ilgili detaylı bilgi alması beklenen Juno, 2018'in Şubat ayına kadar gözlemlerini sürdürecek.

jupiter
Jupiter

Elma Sirkesi ile Saçlarınız Hızlı Uzasın!

şişe sirke Sirkenin saçlar üzerinde çok fazla yaraları vardır. Mesela elma sirkesi saç yapısı için çok sağlıklı olduğu, uzmanlar tarafından belirtilmektedir.

Gelelim nasıl uygulayacağımıza;

 Elma sirkesini, saç diplerinize masaj yolu ile her tarafına yönlendirin. Daha sonra, en az yarım saat saçınızda bekletin.
 Bekleme esnasında ince bir tülbent ile saçınızı kapatın. Hava almaması daha hızlı uzaması için, saç köklerini besleyecektir. Daha sonra ılık su ile iyice durulayın. Sakın o gün için saçınıza şampuan eklemeyin. Sadece duru su ile durulayarak, beslenmesini sağlayın. Ertesi sabah, dilediğiniz gibi saçınızı şampuanlayarak yıkayın. Elma sirkesi ile saçlarınızın hızlı uzayacak ve sağlıklı, kepeksiz bir görünüm kazanacaktır. Bu uygulamayı haftada iki kere uygulamanız yeterli olacaktır. Değişimi bir kaç haftada farkedeceksiniz.

4 Eylül 2016 Pazar

Ruhi Çenet'ten 33 enteresan bilgi (VİDEO)



Ruhi Çenet'in ağzından 33 enteresan bilgi.

Göz Yaşı Sadece Ağlamak İçin Değildir

 Gözlerimizi her açıp kapattığımızda, gözyaşımız gözlerimizi yıkayıp temizler ve burnumuza akar. Böylece havadan bulaşan toz ve mikroplar atılmış olur. Normal bir insan gözü normal bir günde günde 0.75-1 gr göz yaşı salgılar.

Gözlerimizi her açıp kapattığımızda, gözyaşımız gözlerimizi yıkayıp temizler ve burnumuza akar. Böylece havadan bulaşan toz ve mikroplar atılmış olur. Normal bir insan gözü normal bir günde günde 0.75-1 gr göz yaşı salgılar.

1 Eylül 2016 Perşembe

Tarih Öncesi Dönemin Devasa Kuşu

 Özellikle Yeni Zelanda ormanlarında uzun yıllar boyunca yaşamış, sonrasında ise nesli tükenmiş uçamayan bir kuş olan Moa, 3 metreyi aşan boyu ile oldukça büyüleyici bir varlıktı. Nesilleri tükenen bu varlıklardan günümüze sadece fosilleşmiş birkaç kemik kalmış durumda ancak; Yeni Zelanda'daki Owen Dağı'nda bir mağarada bulunan bu şey, bu canlılara dair en somut kanıt niteliğinde.

 Oldukça başarılı bir şekilde korunmuş olan pençenin 3000 yaşında olduğu tahmin edilmekte.

moa kuşu
İyi şekilde korunmuş Moa pençesi

27 Haziran 2016 Pazartesi

Devasa Uyuşturucu Skandalı

 Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'ın Lice İlçesinde 6 milyon kök kenevir ele geçirildi. Bu 120 ton esrara denk geliyor. Piyasa değeri ise yaklaşık 300 Milyon TL. Bu kadar uyuşturucunun ekilip yetiştirilirken farkedilmemiş olması ise bir muamma. El koyulan tonlarca uyuşturucu sorumlu ekipler tarafından yakılarak imha edildi.

kenevir tarlası

10 Haziran 2016 Cuma

İskelet ve Boyun Sağlığınız İçin Bilinmeyenler

İnsan başının ağırlığı ortalama 6 kilogramdır. Ancak 6 kilogram olduğuna bakmayın siz başınızı eğdikçe bu ağırlığın boynunuza uyguladığı kuvvet gittikçe artar. 60 derecelik bir eğim uyguladığınızda boynunuza 27 kilogramlık bir yük binmiş oluyor. Boynumuz bu yükü kısa sürede taşımakta zorlanmıyor ancak saatlerce boynunuzu öne eğerek bir iş yaptığınızda siz farkında olmadan iskeletinizin boyun kısmı zarar görebiliyor ve dolayısı ile boyun ağrıları ortaya çıkıyor. Size bu konuda tavsiyem hiç değilse telefonunuzla uzun dakikalar geçiriyorken bunu aklınızda tutmanız ve boynunuzu aralıklarla hareket ettirmenizdir.

baş ağrısı

13 Nisan 2016 Çarşamba

AÇ AHTAPOT VAHŞİLİĞİ!!

Bir ahtapot uzun süre aç kalırsa kendi kollarını yiyerek hayatına devam edebilir.
Ahtapot
Ahtapot 

28 Mart 2016 Pazartesi

Eyfel Kulesi İnşaasındaki Şanslı İşçiler

 Toplam ağırlığı 10.100 ton civarı olan 324,8 metrelik Eyfel Kulesi 125 yıl önce inşaa edilirken 3000 kişi 26 ay boyunca çalışmış ve ölen tek bir işçi bile olmamıştır.

 Buna karşın Türkiye'de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yayınladığı resmi sayısal verilere göre 2002-2013 yılları arasında ölen sigortalı işçi sayısı 13.510 kişidir. Bu dudak uçuklatan rakamın sadece sigortalı işçiler olduğunu ve Türkiye'deki sigortasız işçi sayısının da azımsanamaz bir bölüm kapladığını göz önünde bulundurmak gerek.

Eyfel kulesi

24 Mart 2016 Perşembe

Zayıflamanın En Kolay Yolu

Günlük öğünlerinizde yiyeceğiniz yemeklerden önce içeceğiniz bir bardak su iştahınızı büyük oranda azaltarak daha az yemekle daha çabuk doymanızı sağlar. Sağlık açısından ne kadar doğru ne kadar yanlış bilinmez ama rutin öğünlerde çok yemekten şikayet edenler için ideal ve basit bir yöntem. Tek yapmanız gereken zaten yemekten sonra kana kana içeceğiniz suyu yemeğe başlamadan hemen önce içmek. Ayrıca sıcak/ılık su içmek soğuk su içmeye göre iştahınızı daha çok dizginler.

Bilgisayarda Şapkalı Harf Kullanma

Klavyenizde elinizi kaldırmadan Shift+3+Harf yaparak istediğiniz harfi şapkalı yazabilirsiniz.
Şapkalı ünlü harfler

20 Mart 2016 Pazar

Osmanlı Döneminde İnce Mimari

Osmanlı döneminde mimari, dini ve sanatsal birçok motif ile zenginleştirilmiş ve süslenmiştir. Bunlardan en ince anlam taşıyanlarından biri ise genç yaşta ahirete göçen kızların mezar taşlarını süsleyen "Kırık Gül" sembolüdür.
Kırık gül sembolü
Kırık Gül Motifi

6 Mart 2016 Pazar

Gelmiş Geçmiş Uçan En Büyük Canlı; "Pelagornis Sandersi"!!

simdiye-kadar-bulunan-dunyanin-en-buyuk-kusu-ilgincbirbilgi
Pelagornis Sandersi
Arkeologlar, dünyanın görmüş olduğu en büyük kuşun kalıntılarını bulduklarını açıkladı. ABD’de yapılan kazılarda kemiklerine ulaşılan Pelagornis Sandersi’nin kanat uzunluğu 7 metre.
ABD’nin Güney Carolina eyaletindeki Charleston kentinde yapılan kazılar, şimdiye kadar bulunan dünyanın en büyük kuşunun kalıntılarına ulaşılmasını sağladı. Charleston Uluslararası Havaalanının bulunduğu bölgede yapılan kazılarda, 25-28 milyon yıl öncesine ait dev bir kuşun kalıntıları bulundu. Arkeologlar, dev fosili çıkarmak içinkepçe kullanmak zorunda kaldılar.
Kuzey Carolina eyaletinin Durham kentindeki Ulusal Evrim Sentez Merkezi yazarı ve Connecticut’un Greenwich şehrindeki Bruce Müzesi’nde paleontolog ve bilim küratörü Dan Ksepka, keşifle ilgili yaptığı açıklamada, “Tek başına üst kanat kemiği kendi kollarımdan uzun. Game of Thrones’dan (Amerikan TV dizisi) çıkmış bir ejderha gibi” ifadesini kullandı.
Ksepka, Pelagornis sandersi’nin günümüzde en büyük kanat genişliğine sahip olan albatros kuşunun neredeyse iki katı büyüklüğünde olduğunu söyledi. Pelagornis sandersi, 160 kişinin sığabileceği bir odanın uzunluğuna ait kanatlarıyla, kendisinden önce en büyük kuş olma unvanına sahip Argentavis magnificens’i de ikinci sıraya itti.
Araştırmacılar, dev kanatları çok ince ve hafif kemiklere sahip olan kuşun çok iyi uçabildiğini, ancak kısa bacaklarıyla karada o kadar iyi hareket edemediğini tahmin ediyor. Kemikler üzerinde yapılan analizler, kuşun dev kanatları sayesinde planör gibi havada süzülerek uçmakta başarılı olduğunu gösterdi.
KOŞARAK HAVALANIYORDU
Ksepka ve meslektaşları, çok iyi uçabilmesine rağmen Pelagornis sandersi’nin dev kanatlarıyla nasıl havalandığını anlamak için bilgisayar üzerinde simülasyonlar gerçekleştirdi.
Analizler, dev kuşun dik durarak havalanamayacağını ancak yamaç aşağı koşarak yerden yükseldiğine işaret etti. Ayrıca, dev kuşun ani rüzgarların etkisiyle bulunduğu noktadan havalanabildiği düşünülüyor.
Discovery News’in verdiği bilgiye göre, Pelagornis sandersi, okyanusların yüzeyinden doğan hava akımları sayesinde saatlerce kanat çırpmadan uçabiliyordu. Deniz canlılarıyla beslendiği düşünülen dev kuş, belli aralıklarla suya inerek avlanıyordu.
Bilim insanları Pelagornis sandersi üzerinde yapılacak araştırmalarla, dinozorların yok olmasından sonra yaşamış olan dev kuşun neden hayatta kalamadığını ortaya çıkarmak istiyor. Kuşların geçmişi hakkında yeni bilgiler sunacak olan Pelagornis sandersi, aynı zamanda yeni nesil hava araçlarının da geliştirilmesini sağlayabilir.

3 Mart 2016 Perşembe

Seyahat Ederken Asla Yapmamanız Gereken 6 Klişe

Telefonunuzun ya da kameranızın yanınızda olmadığı bir seyahate ‘seyahat’ diyebiliyor musunuz? Siz çocuklar gibi şen, bambaşka maceralar doğru yol alırken her anınızı fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşıyorsunuz da geride bıraktıklarınızın halini hiç düşünüyor musunuz? Onlar şehirde, onlar çalışıyor, onların yıllık iznine daha çok var, hayat onlar için hala çok sıkıcı… Yapmayın, timeline’ları klişelerle doldurmayın.

Güneşi tutan adam modası çoktan geçti, zaten tutamıyorsunuz da. Bu özgüven, bu çaba niye?

Tabelalara olan anlamsız merakınız nasıl başladı?

Deniz ve plaj ikilisi ile çektiğiniz fotoğrafların ciddi derecede kulak çınlamasına neden olduğunu biliyor muydunuz?

“Ayy çok güzel çıkmışsın canım!” (Siz değil, kuzu)

Kendinize de doğaya da böyle bir kötülük yapmayın. Şu güzel ortamı bozmayın.

Eee, bu kadar hızlı Selfie çekmenin de bir bedeli var! İşte böyle takipçilerinizin yüzünü güldürecek paylaşımlar yapın.

Hikayenin tamamı için:

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.