16 Aralık 2014 Salı

Alex de Souza Futbol Kariyeri İstatistikleri

Fenarbahçe'nin efsane olmuş ve çoğu Fenerbahçeli olmayan insanların da gönlünde taht kurmuş olan Alex de Souza kısa zaman önce futbol kariyerine son verdi. Böyle bir yeteneğin, efsanenin futbol kariyerindeki attığı golu, yaptığı asisti herkes merak ediyordur. 1995 yılında yani 18 yaşında profesyonel futbol hayatına başlayan Alex de Souza kariyeri boyunca 896 maçta 363 gol 264 asist yapmıştır. Ayrıca üstün oyun kurma yeteneği ile her zaman maçın gözdesi olmada 1 numaralı aday olmuştur. Alex'in Fenerbahçe kariyerinde ise 344 maçta 172 gol 139 asisti bulunmaktadır.


Efsane Alex

14 Aralık 2014 Pazar

Hapşırmak nedir? Neden Hapşırırız?

Pamela Georgeson, Osteopatik Hastalıklar Doktoru ve Amerikan Osteopatik Birlik’i üyesi, pediatri, alerji ve bağışıklık bilimi alanlarında heyet sertifikalı osteopatik doktoru, şu şekilde cevap veriyor:
Hapşırmak: Özellikle refleks olarak, ağız ve burundan ani, şiddetli, spazma benzeyen sesli bir nefes verme biçimi.
hapşıran çocukBurnumuz, vücudumuza alınan havanın giriş ve çıkış yaptığı ana rotayı belirler. Pozisyonu sebebiyle, bir sürü fonksiyonu vardır. Daralan geçiş yolları, solunan havanın yükselen bir türbülansla çıkışını sağlar. Bu türbülans, hava akımı ile burun mukozasının (burun duvarı) etkileşimi yükselterek, ısı ve nemin dengelenmesini ve havaya karışmış ve asılı duran parçacıkların temizlenmesini sağlar.
Hapşırmak, burun duvarında bulunan solunumla ilgili epitel hücrelerin, kaşınma ve rahatsızlığa karşı verdiği fizyolojik bir tepkidir. Hapşırmak genellikle histamin ve lökotrien gibi kimyasalların salınmasıyla başlar. Bu maddeler tipik olarak burun mukozasında bulunan eozinofil ve mast hücreler gibi, enflamatuvar hücreler tarafından üretilir. Bu kimyasal salınım viral solunum enfeksiyonları; burun mukozasındaki filtreden geçebilen parçacıklar, alerjik reaksiyonu tetikleyen maddeler ya da duman, polen, parfüm ve soğuk hava gibi fiziksel olarak rahatsız edebilecek etkenler sebebiyle ortaya çıkabilir. Burun mukozasındaki alerjik reaksiyonlar için IgE’nin – vücudun alerjik madde için özellikle ürettiği antikor – mevcudiyetine bakılır. Bu durum, burun tıkanıklığı ve burun sızıntısı gibi semptomlar gösteren burun damarları akıntısına sebep olur. Ayrıca sinir uçları uyarılmış olduğundan, kaşıntı hissi gelir.
hapşıran adamNihayetinde, uyarılmış sinir uçları beynin içindeki bir refleksin aktive olmasını sağlar. Bu sinirsel tepki, duyusal sinirlere doğru yolculuğa çıkar, daha sonra sinirlerin kontrol ettiği kafa ve boyun kaslarına ulaşır, bu da ani bir hava çıkışına sebep olur. Göğüs kafesinden artarak gelen basınç ve ses tellerinin kapanması, yüksek hızlı hava akımı yaratır. Ses tellerinin ani açılımı ile basınçlı hava, solunum sistemine giriş yapmış tahriş edici parçacıkların geri çıkarılmasını sağlar. Bu yolla burnun içindeki rahat edici parçacıkların çıkmasına da yardımcı olunur. Ancak, iltihaplı hastalıklardan muzdarip kişilerde hapşırmak, mukozanın her bir damlacığında bulunan sayısız viral parçacığın çıkışını sağladığından, nezle ve soğuk algınlığının yayılmasına sebep olur.

Bu reaksiyonu kontrol altında tutmaya yardımcı olan çeşitli ilaçlar mevcuttur. Antihistaminler, esas olarak burnun içindeki kan damarlarında bulunan alıcıların histamin etkisini engelleyerek çalışır. Bazı reçeteli antihistaminler, reçetesiz satılan emsalleriyle karşılaştırıldığında yatıştırıcı özellikte değildirler. Dekonjestanlar nefes daralmasına sebep olanaynı kan damarlarından bulunan alıcıları uyarır ve sıvı tutulumunun artışını hafifletir. Alerjik hastalarda kullanılan lokal burun steroitleri, enflamatuvar hücre sayısını düşürür ve sonuç olarak histamin salınımını engeller.
Kaynak: http://www.scientificamerican.com/article/why-do-we-sneeze/

11 Aralık 2014 Perşembe

Ölümün 5 Dakika Sonrası

Klinik ölüm sonrası insan 5 dakika içinde hayata geri getirilebilir. 5 dakika sonra beyin hücreleri ölmeye başlar, ama yine de bu süreyi 5 dakika daha uzatmak mümkündür.


sedyede ceset

Liselilere Osmanlıca Dil Dersi

Gündemi alt üst eden bu konu hakkında sanırım herkesin az çok fikri vardır. Liselere "Osmanlıca" dersi verilmesi hakkında Milli Eğitim  bir karar aldı. Bu karar Osmanlıca'nın zorunlu ders haline getirilmesiydi. Ancak uzun tartışmalar sonucu bu karardan vazgeçilip tekrardan Osmanlıca'nın seçmeli ders olması uygun görüldü. Bu tartışmaların uzun zamandır devam ettiği ve devam da edeceği aşikar. Siyasetin sol cephesi bu duruma pek ılıman bakmadı. Bunun nedeni ise ülkenin bu dersle çağdaşlaşmaktan çok geriye dönüş olacağı düşünülmesi. Ki bana bırakırsanız da olacak olan budur. Bence Osmanlıca yerine diğer dil derslerine, günümüzün, geleceğin dillerine daha fazla özen gösterilmeli ve toplumu uluslararası ortamlarda boy göstermesi sağlanmalı. Ancak bu dersin yararlı olacağını düşünenler de var. Bu düşüncenin çoğunlukta olduğu kesim ise siyasetin sağ cephesi. Her ne kadar ülkeyi yönetenleri bu şekilde sınıflandırmak istemesem de her konuda ne yazık ki kesin bir çizgi ile birbirlerinden ayrılıyorlar. Bu yazımda istediğim sizin de durup bir düşünmeniz. Sizce böyle bir dersin müfredata konması sakıncalı olur mu? Olursa neden sakıncalı? Olmassa neden sakıncalı değil? Yada olmalı ancak seçmeli ders olmalı diyenlerimiz de olabilir. Açıkçası benim fikrim de bu yönde. Eğer öğrencinin ilgisi ve yeteneği varsa fazla bilginin göz çıkarmayacağı taraftarıyım. Talebe göre müfredat ayarlanmalı ve öğrenciye ona göre sunulmalı. Sizlerden de görüşlerinizi bekliyorum. Bu yazının altındaki yorumlar bölümünden görüşlerinizi herkesle paylaşabilir tartışabilirsiniz. :)) Ayrıca Murat Bardakçı'nın bu konudaki yorumunu da mutlaka okumalısınız. Murat Bardakçı'nın yorumu